30 Aralık 2009 Çarşamba

SOSYAL KİTAPLARINIZI AÇIN!!!!

İşte benim bitmez tükenmez ödev yapmama maceralarımdan biri daha :D
İngilizce yazılısından çıkmış tenefüse girmiştik.Bizim bu giriş çıkışlarımız sürerken teneffüs zili çaldı.Bende bahçede yürürken zili duyunca dümdüz bir robot dönüşü yaparak sınıfa yöneldim.Türkçe dersi işleyeceğimizi sanarak kendimce sıkılıyordum.Sınıfa girip Türkçe (!) kitaplarımı sıranın üzerine çıkarttım.Başımı sıranın üzerine koydum ve öğretmeni beklemeye başladım.Bu habersiz ve korkunç kaderi bekleyişim uzun sürmedi.Öğretmen sınıfa girdi veeeeeee SOSYAL KİTAPLARINIZI AÇIN!!! dedi ve o an başımdan aşağı kaynar sular döküldü.Ve uyuşuk ve bıkkın bir tavırla (Oysa içimde yalnızca korku vardı) çantamı açtım ve karıştırmaya başladım.O sırada benim Türkçe kitaplarım (kapalıydılar),diğerlerininse Sosyal
kitapları masanın üzerindeydi.Herkes çoktan hazırlanmış öğretmenin üç deste + 4 tane çalışma kağıdını çantasına yerleştirişini izliyorlardı.Daha sonra çantasını kapattı ve bize döndü. Başladı konuyu anlatmaya.Beni ilgilendiren 40 yılda bir ihtiyacımız olacak Doğal Afetler konusu değil o dersten tek parça çıkmaktı.Işıl ışıl gözlerle öğretmene bakıyor ve sorularına parmak kaldırarak yanımdakilerin ve öğretmenin sayfaları açılmamaktan yapışmış Türkçe kitabını Sosyal kitabım sanmasını sağlıyordum.Ve kanıyorlardı da.Bir süre sonra öğretmen kitaptan yazıları birine okutmaya başladı ve önemli gördüğü yerlerin altını çizmemizi söyledi.O an yakalanacağımı sandım.Ama yakalanmadım .Ama bu rahatlığım uzun sürmedi.Yanımdaki çocuk SOSYAL KİTABINI GETİRMEDİN Mİ???(!!!!!!!!) DİYE SORDU.Yalan mı söyleseydim .Mecburen ağzımdan korkuyla çıkan "ge ge ge getirme d dim"Ama çok küçük sesle söylediğim getirmedim kelimesi getirdim diye anlaşılması beni kurtardı.Haa getirmişsin deyip geçiştirdi.Kucağımdaki Türkçe kitabını Sosyal sanmıştı.Eğer çaktırsaydım öğretmene söylerdi.Sonunda dakikalardır beklediğim zil çaldı.Öteki ders kaderimi değiştirmiş olan Türkçe kitabını işledik. :)
.İyiki yakalanmamışım.Öğretmen Sosyal Kitabını getirmeyenlere dersin sonunda (herzaman yaptığı gibi) çooo(olar sonsuza kadar sürüyo)k bağırdı.İnanması güç ama ben bunu yılbaşından bir gün önce yaşadım.Bir gün önce... BENİ OKDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM.

16 Kasım 2009 Pazartesi

ÜÇ KERE YAZIN MI DEMİŞTİ?


Geçen gün okulda türkçe dersiydi.Herşey sakin geçiyordu.Taa ki öğretmenin şiir yazma ödevini hatırlayana kadar .Birden gözlerim karardı .Korkudan bayılmak üzereydim.EVDE UNUTMUŞTUM !!!Birden aklıma bir fikir geldi :YENİDEN YAZACAKTIM.Hemen ödev defterimin arkasına uyduruktan birşey yazdım.Fakat çizgili A4 kağıdına yazmak gerektiğini hatırladım .Sonra bari türkçe ödevi olduğu için türkçe defterine yazayım dedim .Yazdım.Ama sonra bir arkadaşımdan A4 almak geldi aklıma.Onda da A4 yokmuş .Matematik defterinden bir şayfa verdi çünkü A4 boyutundaydı.Hemen tekrar yazdım.Bu arada zil çaldı öğretmen şiirleri istediğinde tam bitirmemiştim .İstedi bir kız topladı.Bu arada ben parmaklarım kızarana kadar yazmaya devam ediyordum.Öğretmen neyse ki şiir konusunun üstünde çok durmadı .Ben de bu arada bitirdim şiirimi .Dersin sonlarına doğru sırayla şiir ödevini yapmayanların adını söylüyordu.Neden sonra aklım başıma geldi ve jet hızıyla öğretmene şiirimi verdim.Ve A4 kağıdı bulamadım diye yarı yalan birşey söyledim.Aslında yalan sayılmazdı çünkü A4ü bulana kadar canım çıkmıştı .Ama evde yazmıştım A4e .İyiki sessizce alıp ödevleri yazmaya koyuldu.Ama zil çalınca şiirini yazmayanlara nasıl kızdığını görmeliydiniz.İyiki yazmışım diye şükrettim .Az daha sıra arkadaşım asıl şiirimi evde unutup burda yazdığımı söylüyordu.Ama hızlı davranıp ona bir espri yaptım ve ortamı ısıttım .Böylece öğretmene ispiyonlamadı.Bu anı hep aklımda kaldı ve birdaha yanıma hep A4 aldım (ayrıca ödevlerimi de unutmadım)Öğretmen üç kere yazın mı demişti?

25 Nisan 2009 Cumartesi

Ece'nin köpeği Zeytin

Ece benim en iyi arkadaşımdır.Ve onun bir köpeği var.Şimdi onun hikayesini size anlatacağım.İlk onu Eceler farklı bir şehre gittiğinde resim çerçevesi almak için girdikleri dükkanda görmüşler.O kadar tatlıymış ki Ece onu almak istemiş.Annesine yalvarmış yalvarmış en sonunda annesi babasına durumu bildirmiş ve babası olay yerine gelmiş.:D)) sanki çok önemli bir habermiş gibi anlattım değil mi??Herneyse gelip Zeytin'e bakmış ve işi olduğu için" Ben gidiyorum, sizin kararınız" demiş.
Ece ağlamış ve annesi de ona yarın bakarız hadi çerçeveyi alalım demiş.Ece o gece uyuyamamış.Hep Zeytin'i düşünmüş.
Ertesi gün onu almışlar.Tabii ki Ece çoooooooooooooook sevinmiş.Onu ilk kez Ece ve abisi ile tenis kursundan çıkarken Eceleri annesi almaya gelmişti ve yanında Zeytin vardı.Ve ben çok korktum .Bir kaç hafta onların evine gidemedim ve sonra Ece'nin odasında kapalı kalmaya karar verdik ,kapıyı açmazsak Zeytin gelmezdi.Tabii Ece o odadan çıkmadan yaşayamazdı.Telefonlara bakmak için odadan çıkması gerekliydi.O zamanlarda ben Ece'nin odasında Zeytin gelir diye kapıyı tutup vücudumu bir metre uzakta tutuyordum ,çoook korkuyordum.Bir gün nedense hiç uyarı almadığım, hiç köpeklerle ilgili araştırma yapmadığım halde, özel olmayan bir günde Zeytin'den korkmadım.Başta Ece ,bütün herkes bendeki bu büyük değişime çok şaşırmıştı. Bugün de onu sevmeye cesaret gösterdim.Bu cesaretim inşallah hep devam eder.

Kır


Bahçede aslanağzı,papatya,sümbül
ve lale var.Buradaki kızlardan biri annesine çiçek verirken o kızın ablası yağmur yağınca eteği ıslanırsa okul balosunda ne giyeceğini düşünerek endişeleniyor.Bir çiftçi tarlayı sürerken, cimbomlu bir fanatik onu izliyor.Güneş en sıcak ve içten gülümsemesiyle insanlara bakıyor.Ah o da ne!!Doğru mu görüyorum??Pembe bir ağaç mı var orada??Sanırım bir doktora görünmeliyim .Hem de göz doktoruna!!Resim pek güzel olmasa da anlatımım içinizi ısıttı değil mi?





15 Mart 2009 Pazar

HEM DERS HEM RESİM

İngilizce dersinde çalışma kağıdı yapıyorduk.Bu çalışma kağıdını 3. kez yapıyorken benim canım sıkıldı ve resim yapmaya başladım.Herneyse bu hikaye canınızı sıkmıştır.Çünkü olaylar gelişmedi.Öğretmene göstermeden dosyama koydum.Başka bir İngilizce dersinde hiçbirşey anlamamıştım.Yaptığım çalışma kağıdında topic sentences ların altını çiziyorduk.Ve benimki boya kalemiyle boyamışsın gibi karmakarışık oldu.Başkalarınınkine baktıkça içim açılıyordu.Sonradan konuyu anladım ama o çalışma kağıdı hala dosyamda.

6 Şubat 2009 Cuma

İŞTE BENİM BİR RESMİM

Resimde paintten oynama yaptım.

FARK VAR

Fark var şarkısını dinlerken düşündüm:
Bu kadar sözü nasıl ezberliyorlar?Sonra şöyle olduğunun farkına vardım:
Kağıttan okurlar,sonra o müzikle klip çekerken dudaklarını oynatır ve dans ederler.
Şarkı sözleri çok havalı .Sözlerini hemen hemen biliyorum ama yetişemiyorum :D